Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesinin Resmi Şekilde Yapılması

YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/3435 K. 2011/4733 T. 11.4.2011

DAVA: Davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.1.2006 gününde verilen dilekçeyle ölünceye kadar bakma akdine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi, davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından 13.7.2007 gününde verilen dilekçeyle ölünceye kadar bakma akdinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen davada davanın kabulüne dair verilen 23.9.2010 tarihli hükümün Yargıtay'ca incelenmesi davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR: Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir.

Birleşen davada ise sözleşmenin muvazaalı olduğu gerekçesiyle feshi talep edilmiştir.

Mahkemece, dinlenen tanık sözlerine bakılarak davacı bakım alacaklısına bakıp gözetme görevini yerine getirmediğinden asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve birleşen davanın davalısı temyiz etmiştir.

Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.

Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 512. ve Türk Medeni Kanunu'nun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 Sayılı kararı )

Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgah temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.

Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı Borçlar Kanunu'nun 517. maddesi gereğince bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez. Dolayısıyla mahkemenin kabul ettiğinin aksine, bakım alacaklısının sağlığında ileri sürmesi gereken dava hakkının, sonradan açılan davada gerçekleşip gerçekleşmediğinin dinlenme olanağı bulunmamaktadır.

Yapılan bu saptamalara göre mahkemece, gerek asıl ve gerek birleşen davalar hakkında bir karar verilmek üzere hükümün bozulması gerekir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde iadesine, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.