Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi Hizmetinin Karşılığında Uygun Bir Ücret İsteyebilir

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/368 K. 2009/7262 T. 15.4.2009

DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm 30.1.2007 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: 1- Türk Medeni Kanunu'nun 550 /son madde uyarınca vasiyeti yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir ücret isteyebilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi Sulh Hukuk Hakimince denetlenir. ( TMK. md. 555 ) Bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz talebinin reddine dair ek kararın bozularak kaldırılmasına,

2- İşin esasının incelenmesine gelince;

Vasiyeti tenfiz memurunun yapmış olduğu görev karşılığı alacağı ücretin belirlenmesi sulh hakimince belirlenir. Bu karara karşı Asliye Mahkemesine itiraz edebilir. Asliye Mahkemesince verilen karar kesindir. ( TMK. Md. 555 /son ) Bu nedenle Asliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde itirazı inceleme görevi bulunmadığına şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.04.2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

1- Vasiyeti yerine getirme görevlisinin, ücretle ilgili talebi hakkında, sulh mahkemesince verilen karara itirazı üzerine, Asliye mahkemesince 19.1.2007 tarihinde verilen ret kararı “itiraz konusuyla ilgili yasalar kapsamında bir görevinin bulunmadığı” gerekçesine dayanmaktadır. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine, asliye mahkemesi; bu defa, verdiği kararın “temyizi kabil kararlardan olmadığını” gerekçe göstererek temyiz isteğini 30.1.2007 tarihli ek kararla reddetmiştir. Temyiz isteğinin reddine dair olan bu karar da temyiz edilmiştir. Hükmü veren mahkeme, iki halde temyiz talebinin reddine karar verebilir. O da, temyizin, kanuni süresinden sonra yapılmış olması veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin bulunması halidir. ( HUMK. m. 432/4 ) Bunun haricinde hükmü veren mahkemenin, özel bir düzenleme yoksa, temyiz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Bu iki hal dışında temyiz talebini reddetme yetkisi, incelemeyi yapacak olan Temyiz Mahkemesine aittir. Asliye mahkemesinin temyiz edilen 19.1.2007 tarihli kararı, “itiraz konusuyla ilgili yasalar kapsamında bir görevinin bulunmadığı” gerekçesine dayandığına göre, az önce açıklanan hüküm gereğince, mahkemenin bu nitelikteki bir karara karşı temyiz isteğini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. Karar, temyizi kabil kararlardandır. O halde, temyiz isteğinin reddine dair 30.1.2007 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmelidir.

2- Vasiyeti yerine getirme görevlisi, hizmeti karşılığında uygun bir ücret isteyebilir. ( TMK. m.550/4 ) Vasiyetçinin, vasiyetnamesinde, bir ücret tayin etmemiş olması veya tayin ettiği ücretin, yapılacak işe oranla çok az olması halinde vasiyeti yerine getirme görevlisi uygun bir ücret isteyebilecektir. Bu ücretin, vasiyetnamede tayin edilmemiş olması durumunda, yerine getirme görevlisini denetlemekle görevli sulh hakimi tarafından belirleneceğinde kuşku yoktur. Yasada, sulh hakiminin, ücrete ilişkin kararının temyizi kabil olmadığına, itiraza tabi olduğuna dair özel bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 555. maddesinde yer alan düzenleme; sulh hakiminin vasiyeti yerine getirme görevlisinin görevine son verilmesine dair kararına karşı asliye mahkemesine itiraz edilebileceğine ve itiraz üzerine verilen kararın kesin olduğuna ilişkin olup, yerine getirme görevlisinin ücretiyle ilgili değildir. 555. maddedeki düzenlemeden yola çıkılarak, ücrete ilişkin kararın da, itiraza tabi olması gerektiği kıyas yoluyla kabul edilemez. Çünkü, vasiyeti yerine getirme görevlisi için belirlenen ücret, terekenin borcudur, ücrete ilişkin kararla tereke borç altına sokulmaktadır ve görevlinin görevine son verme ile hiçbir benzerliği bulunmamaktadır. Vasiyeti yerine getirme görevlisi, müteveffanın tasarrufunda aksini öngörmüş veya sınırlı bir görev vermiş olmadıkça mirasbırakanın son arzusunun yerine getirilmesi için gerekli bütün işlemleri yapmakla görevli ve yetkilidir. ( TMK. m.552 ) İlgililere karşı sorumluluğu da vekalet sözleşmesine ilişkin sorumluluk hükümlerine tabidir. ( TMK. m.556 ) O halde, ücretinin de, tabi olduğu sorumluluk hükümleri çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Bu hususta, sulh hakiminin kararına karşı asliye mahkemesine itiraz edilebileceğine dair özel bir düzenleme yasada yer almadığına göre, temyize ilişkin genel hükümler ( HUMK. md. 427 ) uygulanmalıdır. Bu nedenle, asliye mahkemesinin itirazı inceleme görevi bulunmadığına ilişkin 19.1.2007 tarihli kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kanısındayım.

Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple, temyiz isteğinin reddine dair 30.1.2007 tarihli kararın kaldırılmasına sonuç olarak katılmakla birlikte sayın çoğunluğun bununla ilgili gerekçesine; 2. bentte açıklanan sebeple de, sayın çoğunluğun “vasiyeti yerine getirme görevlisinin ücretine ilişkin Sulh hakiminin kararına karşı asliye mahkemesinde itiraz edilebileceğine ve asliye hakiminin itirazı kesin olarak karara bağlayabileceğine” ilişkin bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.